Sevgili Anne,
Bir gün bir bakıyorsun, o minik eller büyümüş.
O ilk an — hastanedeki sessizlik, eve dönüş, ilk dokunuş, ilk koklama... — zamanın içinde usulca yerini başka şeylere bırakıyor. Ama bazı anlar var ki, insan ne olursa olsun onları kaybetmek istemiyor.
Birçok anne gibi senin de aklından geçmiştir:
“Bunu nasıl saklarım?”
“Bir gün büyüdüğünde ona gösterecek ne kalacak elimde?”
Anı dediğimiz şey sadece bir zihinsel görüntü değil.
Çoğu zaman elimizde tuttuğumuz, baktığımız, sakladığımız bir objeye ihtiyaç duyuyoruz.
Çünkü o obje, sadece bir eşya değil.
Bir hisle bağ kurma yolu.
Ve aslında bu çok insani bir ihtiyaç.
Psikoloji bize ne söylüyor?
Ünlü psikiyatr Donald Winnicott, bebeklerin annelerinden ayrışma sürecinde “geçiş nesnesi”ne ihtiyaç duyduğunu söyler.
Bu, bir battaniye olabilir, bir oyuncak ya da annenin sesiyle özdeşleşmiş bir objedir.
Bebek, duygusal olarak henüz hazır olmadığı bir boşluğu, o nesneyle doldurur.
Yani nesneler, sadece fiziksel değil; duygusal taşıyıcılardır da.
Aynı şekilde biz yetişkinler de benzer şekilde işleriz aslında.
Özellikle annelik gibi derin, dönüşümlü bir deneyim yaşarken, bir şeyi saklamak, bir şeye tutunmak isteriz.
Bir kolye, bir not, bir ilk oyuncak, bir ultrason çıktısı.
Bunlar sadece “anı” değil; bazen “varoluşun kanıtı” gibi gelir.
“Ben o anı yaşadım” deme şeklimizdir.
Her an kalmaz. Ama bazıları kalmalı.
Günlük koşturmanın içinde her şeyi hatırlamak mümkün değil.
Ama hatırlamak istediğimiz anlara bir alan açmak mümkün.
Bir fotoğrafla.
Bir defterle.
Bazen de küçük bir objeyle.
O anı her gün yanında taşımak gibi değil belki —
Ama bir gün çekmecede eline geçtiğinde, içini ısıtan o şey.
Peki, tüm bunları neden anlatıyoruz?
Çünkü eğer bu yazıyı okuyorsan, senin de içinde bu hafızayı koruma ihtiyacı var.
Ve bil ki, bu ihtiyaç çok kıymetli.
Bir annenin duyarlılığı, saklama isteği, hatıra oluşturma arzusu…
Bunlar sadece duygu değil, aynı zamanda çocuğunla kurduğun bağın görünmeyen uzantısı.
İşte biz bu yüzden bu koleksiyonu oluşturduk.
Hatırlamak istediğin şeyleri geleceğe taşıyabilmen için.
Ama önce kendi içindeki o sesi duymanı istiyoruz:
Ne kalmasını istersin?
Sevgimizle,
Pia Yuli.
Leave a comment